“Tasarımlarımızı Öznellikten Evrenselliğe Taşımayı Hedefliyoruz”
AA Desing Kurucusu İç mimar Aytaç AKYÜZ gerçekleştirdiğimiz söyleşide her yapının amacına, dönemine, tasarımcısına ve kullanıcısına uygun bir kişiliği olması gerektiğine dikkat çekerek; “6. yüzyılda inşa edilen Ayasofya hala ayakta, hala kullanılabiliyor. Tasarımı ve mimari çizgileri ile herkesi kendine hayran bırakmaya devam ediyor” dedi.
Kendinizden bahseder misiniz? Mimari bir ürün ortaya çıkarmak sizin için ne ifade ediyor?
Mimari, iç mimari ve uygulama alanlarında 15 yılı aşkın süredir birçok mekâna hayat veriyorum. Karadeniz Teknik Üniversitesi’nden iç mimarlık bölümü mezunuyum. Tasarımlarımda sadelik ve fonksiyonelliği ön planda tutmayı tercih ediyorum. Bir projeyi oluştururken, insanların, davranış biçimlerine, ihtiyaçlarına projenin amacına, işlevine ve göre mekânlar oluşturmak benim için önemli olan. Tasarım enerjiden oluşur, bunu bilerek, minimal çizgilerle mekânlara hayat veriyorum.
Ayasofya birden çok dönemin etkilerini üzerinde bulunduruyor. Siz Ayasofya mimarisinin dönemsel etkilerini nasıl gözlemliyorsunuz?
Ayasofya, yapıldığı dönemden bu yana gıpta edilen, Mimar Sinan’ın dâhi uzun zaman boyunca hayranlıkla incelediği bir mimari eser. Tarihte de yeri büyük. Fatih Sultan Mehmet’in, İstanbul’u fethinde atından inerek büyük bir saygı ile yapıdan içeriye girdiğini tarihte görüyoruz. Osmanlı mimarisini de direkt olarak etkilemiş bir eser Ayasofya. O dönemde yapılan bazı camilerin Ayasofya’dan ilham aldığını gözlemliyoruz. Günümüzde modern yapılarda bile Ayasofya’nın büyük kubbesinden ilham alan yapıları görmek mümkün.
Osmanlının Selçuklunun kendisine ait bir mimari kültürü var. Peki, sizce 100 – 200 yıl sonra günümüz Türkiye’sine ait bir mimari kültür olacak mı? Olacaksa temel öğeleri neler olur?
Günümüz Türkiye’sine ait bir mimari kültür ne yazık ki yok. Bunun önümüzdeki 100 200 sene içinde gelişeceğini ve değişeceğini de düşünmüyorum. Gelecekte Türk mimarisi kullanılan malzemeler açısından dünya ile eşdeğer olacaktır. Ancak estetik açıdan kesinlikle eşdeğer olacağını düşünmüyorum; çünkü çok popülist yaklaşımlarla tasarımlar yapılmakta. Ülkemizde cumhuriyet mimarisi yaratmak gibi bir kaygı hiçbir zaman olmadı. Günümüz mimarisinin ne yazık ki Selçuklu ve Osmanlı mimarisi gibi kendine has bir tarzı ve çizgisi yok. Çünkü ne yasa ve yönetmeliklerde bu tip bir yönlendirme, ne de kullanıcıların bu tip bir beklentisi var.
Sizce tasarımda bulunması gereken temel nokta nedir? Tasarımlarınızda sizi yansıtan nasıl bir öğe bulabiliriz?
Biz binayı hiçbir zaman sadece kolon ve kirişten ibaret olarak görmüyoruz. Bizim amacımız gözde eskimeyecek, popülist değil süreci yöneten ve süreç içerisinde her zaman kendisine yer bulabilen tasarımlar oluşturmak. Bunu yaparken ise teknolojiden maksimum yararlanıyoruz ve kesinlikle kaliteli malzemeler kullanıyoruz.
AA Design ekibi olarak gelecekteki hedeflediğiniz noktalar nelerdir?
Kişiye özel tasarımlarımızı markalaştırmak ve dünyaya taşımak hedeflerimiz arasında. Şu anda Trabzon dışında İstanbul’da da bir ofis açtık. Burada da mimari, iç mimari, kişiye özel tasarımlarımıza devam ediyoruz. Bazı tasarımlarımız için bir marka oluşturma düşüncemiz var. Böylece tasarımlarımızı öznellikten evrenselliğe taşımayı hedefliyoruz.
Aytaç AKYÜZ said: “We Are Targeting To Take Our Designs From Being Subjective Towards Being Universal” Aytaç AKYÜZ, who is an interior architect and the founder of AA Desing has emphasized that each structure should have a character fitting to its purpose, its period, designer, and its user and he said: “Aghia Sophia which was constructed in the 6th century is still standing and it is still being used. It is still fascinating everyone with its design and architectural style”.
