oktay alptekinPandemiye Rağmen Ayakta Durmak

2020 yılı bitti ve yeni bir yıla başladık. Covid-19 pandemisi hepimizi bireysel olarak çok etkiledi. Başlangıçta ciddiye almadık, ilk çeyreği artı ile kapattık; sonra 2’nci çeyrekte kriz gerçeğiyle yüz yüze kaldık.

Bir yandan kendimizin, ailemizin ve çalışanlarımızın hastalanma riskinin stresi ile zorlandık, öte yandan da bu gelişmenin işimize nasıl etki edeceğini düşünmeye başladık. Bu çeyrekte tüm işlerde olduğu gibi bizler de küçülme ile yüzleşmek zorunda kaldık. Haziran başı ile birlikte duruma alıştık ve işler de açıldı. Şimdi geriye dönüp baktığımızda çoğumuzun hastalık nedeni ile acı çektiğini, yakın kayıpları olduğunu görüyoruz. Ama sektörümüz, ülkemizin geneli ile karşılaştırıldığında iyi durumda. Yılı az hasarla atlattık; işini büyütebilen, para kazanmayı başarabilenler de oldu. Pandeminin bu yıl da etkisini sürdüreceği anlaşılıyor. Dolayısıyla işimiz üzerindeki etkisi de devam edecek ve hatta kalıcı etkisi de olacak. Bu açıdan gelişmeleri analiz edip sonuçlar çıkarma ve buna göre stratejiler belirleme zamanı!

Pencere sektörü inşaat faaliyetleri sektörü içinde yer alıyor ve bu nedenle sektörün genel durumuna benzer bir gelişme gösteriyor. Bu nedenle analizimiz tüm sektöre de kısmen uygulanabilir. Şimdi kısaca tüm inşaat faaliyetleri sektörüne bakalım: 2020’de neler oldu?

Sektör faaliyetleri genel olarak birden fazla kırılıma sahip. Bina ile ilgili inşaat faaliyetleri ve bina dışı faaliyetler bu kırılımlardan biri. Bina dışı dediğimiz faaliyetler; karayolları, demiryolları, köprüler, tüneller, barajlar, elektrik / su / doğalgaz dağıtım hatları, metro inşaatları gibi faaliyetler. Bunlar bizim işimizin dışında. Binalara yönelik inşaat faaliyetleri de ikiye ayrılıyor: Yeni bina yapımı ve mevcut binalarda yenileme faaliyetleri. Biz sektör olarak bu grup işler içinde yer alıyoruz. Bu grubun analizine girmeden önce kırılıma devam edelim. Inşaat faaliyetleri, yurtiçi ve yurtdışı şeklinde de ikiye ayrılıyor; malzeme ihracatı da bu alt grupta. Son bir kırılım da yapılan işin türü: Proje ve mühendislik faaliyetleri, malzeme üretim sanayi, yarı mamulleri mamul haline getiren sanayi kolu, yeni yapı müteahhitlik faaliyetleri, gayrimenkul yatırım faaliyetleri, inşaat malzemeleri satış faaliyetleri, inşaatlarda taşeronluk faaliyetleri, mevcut yapılarda tadilat işleri faaliyetleri. Yapılar da kendi içinde alt gruplara ayrılıyor: Sanayi yapıları, devlet yapıları (okullar, hapishaneler, havaalanları, hastaneler, bakanlıklara ait ofisler gibi), özel hastaneler, turizm tesisleri, ticarethaneler AVM’ler, ofis binaları, özel okul ve özel hastane binaları gibi mesken dışı binalar ilk ana grup; 2’nci ana grup da konutlar. Tüm bu faaliyetleri yakından etkileyen sektör de krediler ve kredi faizleri yoluyla bankacılık sektörü. Devletin müdahaleleri de herkesi etkiliyor. Pandemi bütün bu alt kırılımları farklı etkiledi.

Yeni yapı inşaat faaliyetleri durmadı, devam etti, ancak yeni ruhsat almada ciddi azalma var ve bu durum yakın gelecekte yeni inşaat sayısında azalma olacağının bir işareti. Büyük site inşaatlarında azalma var; ancak küçük binalarda tekrar bir hareketlenme başladı. Yeni yapılar yıllardır pencere sektörünü besleyen en önemli gruptu. Pencere üreticileri de kendi içinde farklılık gösteriyordu. 500 / 1000 konut gibi büyük işleri üstlenen firmalar da var aramızda. Yeni yapılar hem getirdikleri iş hacmi açısından kaçınılmazdır, kapasitemizi doldurmamızı sağlar, hem de yoğun fiyat rekabeti nedeniyle kârsızdır. Dolayısıyla ancak atölyeyi doldurabiliyorsak bizi tatmin eder. Bir diğer sıkıntılı yönü de tahsilatlarda uzun vadeler ve gecikmelerdir.  Yeni yapı işlerinde azalma pencere üreticilerinin tamamının pastanın diğer kısmı olan yenilemeye dört elle sarılmasını doğurdu. 2020 yılının sektörümüz açısından az hasarla geçmiş olmasının temel nedeni yenileme piyasasındaki canlılıktır.

Pandemi, insanların evlerinde kapalı kalmalarını gerektirdi. Evde çok zaman geçiren insanların dikkati evlerine yoğunlaştı ve evlerini yenilemeye başladılar. Tüm yenileme işleri büyük bir artış gösterdi ve bundan tüm sektör yarar sağladı.  Diğer önemli gelişme de yaz aylarında konut kredilerinin düşürülmesi ile ev satışlarının ciddi bir artış göstermesi oldu. Ancak bu uygulama sonunda yeni ev satışlarından çok mevcut konutların el değiştirdiği görüldü. Bu da bizlere çok olumlu yansıdı. Evlerin yeni sahipleri yenileme yapmaya başladılar.

Türkiye’de yaklaşık 39 milyon adet mesken var. Bu 39 milyon mesken bizim potansiyel müşterimiz. Önümüzdeki birkaç yıl içinde her yıl en fazla 500.000 yeni konut inşa edilebileceğini öngörüyoruz. Bu konutlara yaklaşık 6 milyon metrekare pencere gerekecek. Öte yandan mevcut meskenlerde neredeyse 500 milyon metrekare pencere var. İşte hedefimiz bu büyük pazarda talep yaratmak olmalı. Eğer her yıl toplamda işlerimizin yarısından fazlası yenileme olursa hem kapasitelerimizi doldururuz hem de katma değeri yüksek fiyatları ile iyi yenileme işleri sayesinde bereketli günler geçiririz.

oktay alptekin 2

Pandemiyle yazlık evler de önem kazandı. İnsanlar eskiden bu evlerde en fazla 1-2 ay oturuyorlardı. Şimdi çok daha uzun süre o evlerde yaşamaya başladılar ve bu evleri yeniliyorlar. Bu da bize önemli fırsatlar doğuruyor. Yenileme işlerinin daha da açılması ve aldığımız işlerin daha nitelikli katma değerli ve kârlı olması için bazı konulara daha fazla önem vermeliyiz. Pazarlama faaliyetlerine ağırlık vermeliyiz. Yıllardır pencere takıyoruz ve bu pencereler bakım istiyor. İnsanlar arızalı pencerelerini tamir edecek usta bulmakta zorlanıyorlar. Halbuki bu durum müşteriyi pencerelerini yenilemesinin yararlarını anlatıp ikna etmek için tam da güzel bir fırsat. Bu bakımdan bu tür talepleri değerlendirmeliyiz.

Kentsel dönüşüm eski hızını kaybetti. Uzun bir süre insanlar nasıl olsa yakında evi yıkıp yerine yenisini yapacağız diye düşünüp pencerelerini yenilemiyordu. Bu durum artık değişti. İnşaat maliyetlerinin çok artması, hane halkı gelirinin de azalması sonucu kentsel dönüşüm yavaşladı ve insanlar evlerini yeniliyorlar. İşte bu yenileme faaliyetinin içine pencereleri mutlaka sokmamız gerekiyor. Bunun için de pencereleri yenileyerek ne kazanacaklarını iyi anlatmamız gerekiyor.

Enerji fiyatları daha da artacak. BOTAŞ’ın zararı çok fazla. Yıllardır hazineden finanse ediliyor, zamlar kaçınılmaz. Bu bakımdan evlerimizin enerji kayıplarını iyice azaltmamız gerekiyor. Ülkemizde evlerin önemli bir bölümü bitişik nizam dediğimiz türden yan yana yapışık ve çok katlı binalar. Bu binalarda en büyük enerji kaybı dış cephenin büyük bölümünü oluşturan pencerelerden kaynaklanıyor. Yeni nesil pencereler ile ısı kayıplarını çok aza indirebiliriz. 2 tanesi kaplamalı 3 cam uygulamasının yararını iyi anlatmalıyız. Bunun için çerçevenin de değişmesi gerek. Ancak faydasını kısa sürede gösterecek ve ödediğimiz parayı geri kazandıracak. Bunu iyi anlatmalıyız. Hele yazlıkta kışı geçirmeye niyetlenen aileler için bu büyük avantaj sağlıyor.

Pencerelerde güvenlik konusu ülkemizde henüz yeterince iyi anlatılmıyor ve dolayısıyla uygulamada pek görülmüyor. Lamine cam ve temperli camlar, can emniyeti bakımından çok daha fazla kullanılmalı. Gene hırsızlara karşı güvenlik açısından da lamine camlar ve özel aksesuarlar yaygınlaşmalı. PVC dış kapılarda da ülkemizde hırsız güvenliği açısından riskli uygulamalar yaygın. Bunlar da düzgünleri ile yenilenmeli. Elbette bunun için pazarlama faaliyetlerine ağırlık verilmeli.

İşlerimizin yeni yapıdan yenilemeye kayması gerçeği bir konuya daha önem vermemizi gerektiriyor. Yenileme müşterisi zamanında ciddi ve iyi hizmet bekler. Ekiplerimizi buna göre eğitmeli, gerekirse nitelikli eleman sayısını arttırmalıyız. Unutmayalım ki en iyi pazarlama memnun bir müşteri kazanmaktır.

Sonuç olarak, Covid-19 pandemisinin bir an önce geçmişte kalmasını diliyoruz. Ancak bunun zaman alacağını da görüyoruz. Pencere sektörü bu durumu bir avantaj olarak değerlendirip daha da güçlenerek çıkabilecek bir konuma sahip. Karamsarlığa kapılmadan ve korunma önlemlerine titizlikle uyarak çalışmaya devam edeceğiz.

Tüm sektöre sağlıklı, bol kazançlı, bereketli günler diliyorum.

Powered by OrdaSoft!