Çelik Ve Camın Tanışıklığı
Çelik ve camın mimaride kullanılması çok eskilere dayanır. Biz 150 yıllık bir zaman diliminde bazı önemli yapıları gözden geçirerek bugünlere nasıl gelindiğine bakacağız.
Çeliğin mimari esere katkısı ve tercih nedeni temelde üçe ayrılır;
A) Mimari açıdan,
B) Taşıyıcı sistem açısından,
C) Uygulama kolaylığı açısından.
A – Mimaride çeliğin tercih edilme nedenleri
• Şeffaflık
• Hafiflik
• Serbest formların oluşturulabilmesi
• Büyük açıklıklar geçilebilmesi
• Mekânda tasarruf
• Esneklik
B – Taşıyıcı sistem açısından tercih edilmesi
• Depreme karşı daha iyi performans
• Fabrika ortamında imal edildiği için imalat kalitesinin yüksekliği ve kontrol edilebilir olması.
CUygulama ve inşaat açısından tercih edilmesi
• İnşaat süresinin kısalması
• Yapı ağırlığı az olduğundan ve kolon sayısının azlığı nedeniyle temel maliyetinin düşmesi
• Sökülüp takılabilir olması
• Değişikliğe kolayca adapte olması
• Mekanik ve elektrik tesisatların dağılımında kolaylık ve esneklik olarak tanımlanabilir.
MİMARİ ÖRNEKLER
1. Crystal Palace Uluslararası Endüstri Fuarı Binası
Joseph Paxton-Londra Hyde Park, 1851
Crystal Palace cam ve çeliğin yoğun bir şekilde beraber kullanıldığı ilk örnektir. 4 Temmuz 1850’de Hyde Park’ta yapılması 119’a karşı 120 oy ile kabul edilen eserin ilginç ve hazin bir öyküsü vardır. Bu yapıyı elde etmek için 8 Nisan 1850’de açılan yarışmaya 233 proje gönderilmiş, ancak hiç biri seçilmemiştir. 11 Haziran 1850’de Joseph Paxton’un 3 günde hazırladığı eskiz, yapım komitesi tarafından beğenilerek kabul edilmiştir.
70.000 m2 inşaat 4 ay gibi kısa bir zamanda bitirilmiş ve 1 Mayıs 1851’de açılışı yapılan sergi 11 Ekim 1851’de kapanmıştır. 1852 yılında Sydennham’a taşınan yapı 1936 yılında yanmıştır.
Bu yapıda herşey baştan aşağı endüstriyel olarak üretilmiş ve standartlaşmaya gidilmiştir.
90.000 m2 cam, 3800 ton dökme demir, 700 ton işlenmiş demir kullanılmıştır.
Şeffaflık, hafiflik ve kısa sürede inşa edilmesi önemli özellikleridir.
Crystal Palace cam ve çelik tanışıklığının ilk ve en etkileyici örneğidir.
2. Seagram Building – Ofis Binası
Mimar Ludwig Mies van der RoheNew York, 1958
Rasyonalist düşüncenin işareti, 20. yüzyıl mimarisinin en güzel mücevherlerinden biridir.
Çelik taşıyıcı sistemi ve bronz renkli camları ile eskimeden pırıl pırıl işlevine devam ediyor. New York’ta döşemeden tavana kadar ilk cam pencereler bu binada uygulanmıştır.
3. The New Louvre – Yeni Louvre Piramidi
I. M. Pei-Paris, 1981-1993
1981 yılında Fransa Cumhurbaşkanı Mitterand, mimar Pei’yi Paris’e çağırarak Louvre müzesini geliştirme projesini yapması için teklifte bulunmuştur. Teklifi kabul eden Pei hazırladığı projede orta avluyu tümüyle içine alan bir bodrum yaparak müzenin muhtelif bölümlerine kolayca ulaşılabilen bir mekân tasarlamıştır.
Piramit bu mekâna girişi sağlayan ve aynı zamanda ışık almasını temin eden 38 x 38 mt taban alanı olan bir yapıdır. Çelik taşıyıcı sistem çok hafif olup gökle bütünleşmektedir. Piramit formu stabil olduğu için seçilmiştir.
Piramidin altındaki mekânda danışma, kütüphane, çarşı, dinlenme, 400 kişilik konferans salonu gibi fonksiyonlar vardır. Hafif, şeffaf, tarihi çevreye uyumlu, doğa ile bütünleşmiş bir yapıdır.
4. Neue Messe Leipzig Fuar ve Kongre Merkezi
Von Gerkan – Marg und Partner-Leipzig, 1993 –1996
İki etaplı bir yarışma sonucu elde edilmiş bir projedir. Proje, sergi alanlarını, kongre merkezini ve idari binaları kapsamaktadır. 5 adet sergi holü arasındaki cam hol adeta bir dinlenme ve eğlence mekânı olarak tasarlanmıştır.
Leipzig Crystal Palace olarak da anılmakta olan orta mekânın çatısı tonoz formundadır. Bu projede cam ve çeliğin muhteşem bir cazibesi, hafiflik, saydamlık ve fleksibilite söz konusudur.
5. Reichstag – Parlamento Binası
Sir Norman Foster Berlin, 1999
Tarihi Reichstag binası 1894 yılında Wilhelm II zamanında yapılmış, 1933de demokrasinin aşağılık bir sembolü olduğu için Naziler tarafından harap edilmiştir. Berlin duvarının yıkılmasından sonra restore edilmesi kararlaştırılmış, 1992 de Norman Foster ve 14 diğer firma yarışmaya çağrılmıştır. Yarışmanın 2. etabında, Norman Foster kendi projesinin, demokrasiyi yeni bir görüşle yorumladığını söyleyerek jüriyi ikna etmiştir.
Tarihi yapı üzerindeki cam kubbe, gerçekten şeffaf ve aydınlık olmasından ötürü demokrasiyi ifade etmektedir.
Cam kubbenin içini gösteren resimde ziyaretçiler rampalarla yukarı çıkarak Berlin’i seyredebilmekte ve aynı zamanda kubbenin ortasındaki camla örtülü boşluktan parlamentoyu görmektedirler.
Cam kubbe mühendislik açısından yenilikler getirmektedir. Isı toplama sistemi toprak altındaki su tanklarında depo edildikten sonra kışın kullanılmaktadır. Ortadaki koni üstündeki aynalar vasıtası ile doğal ışığı yansıtmaktadır. Kubbeye paralel duran panjur, güneşin durumuna göre dönerek güneşi kırma işlevini yerine getirmektedir.
Çelik ve camdan oluşan kubbe, modern yorumu ile tarihi yapıyla uyum sağladığı gibi, onun mimari etkisine muhteşem bir artı değer kazandırmıştır.
6. Antalya Cam Piramit
Yaşar Marulyalı –Levent Aksüt-Antalya, Türkiye, 1997
Çatı örtüsü ve duvar kaplaması tamamen cam olan piramit şeklindeki bu yapı gerektiğinde kongre, konser ve sergi olarak kullanılabilmektedir.
Piramidal biçim, geri planda uzanan Beydağları ile ahenkli bir uyum içerisindedir. Yapının şeffaf ve hafif olması, çevreye saygısı, esnek bir mekâna sahip olması tasarımda esas alınan kriterlerdir.
60 x 60 mt boyutunda, içinde kolon bulunmayan mekân, Uskon A.Ş. tarafından uzay sistem elemanları ile yapılmıştır. Halen şehrin görülmeye değer bir odak noktası olma vasfını sürdürmekte olan Cam Piramit, 1999 yılında ECCS, Avrupa Çelik Birliği Ödülünü almıştır.
7. Tatilya
Oktay Nayman-İstanbul, Türkiye, 1996
1997 yılı Avrupa Çelik Birliği ödülünü alan bu projede çatı tonoz formunda etkileyici bir çelik strüktür olarak tasarlanmıştır. Ana teması eğlence ve doğa olan bu projede, adeta insan eliyle yapılmış bir gök yaratılmıştır.
Ana taşıyıcıları oluşturan diyagonal kirişler, yapıda geometrik, üniform bir rijitlik sağlamıştır.
Çelik konstrüksiyon, montaj kolaylığı açısından aynı yükseklikte standart parçalardan yapılmıştır. Şeffaf, hafif, zarif ve ekonomik bir strüktür elde edilmiştir.
8. Çok Katlı Tam Otomatik Otopark Binası
Yaşar Marulyalı – Levent Aksüt -İstanbul, 2000
19 katlı tamamen çelik strüktür olan bu yapı olup Türkiye’nin çok katlı ilk çelik binası konumundadır. Tüm taşıyıcı elemanlar fabrikada üretilmiş ve şantiyede montajı yapılmıştır. Cephelerdeki cam ve metal kaplama elemanları modüler hale getirilmiş olup, atölyede hazırlanarak, yerlerine monte edilmiştir.
Rasyonel, hafif, çevreye saygılı bir yapı olarak tasarlanmış ve uygulanmıştır.
2003 yılında, uluslararası bir ödül olan Avrupa Çelik Birliği (ECCS) ödülünü almıştır.
9. Kayalar Kimya Boya Fabrikası, İdari Bina, Laboratuvar ve Sosyal Tesisler
Yaşar Marulyalı – Levent Aksüt –Tuzla İstanbul, 2005
Prestij yapısı olarak tasarlanmıştır. Taşıyıcı sistem çelik konstrüksiyon olup döşemeler kompozittir. Yapısal çeliğin imkânlarından yararlanarak büro bloğu geniş açıklıklı olarak düşünülmüştür. Cam cephe yapıda aradığımız şeffaflık ve hafifliği sağlamaktadır. 2015 yılında, uluslararası bir ödül olan Avrupa Çelik Birliği (ECCS ) ödülünü almıştır. Yaşar Marulyalı ve Levent Aksüt’ün bu konuda 2 senede bir düzenlenen yarışmada kazandıkları; ödül alan üçüncü yapısıdır.
Cam ve çeliğin beraber kullanılmasında başarılı eserler ortaya çıktığını görüyoruz. Bu örnekler çoğaltılabilir. Şüphesiz çelik ve cam 21. yüzyıla damgasını vuracak; çarpıcı eserler oluşmasında başrolü oynayacaktır.
Çelik teknolojisinin daha hızlı gelişeceğini düşünerek, ülkemiz mimarları, mühendisleri ve yatırımcıları konunun üzerine eğilmelidirler.
KAYNAKLAR
1. Newman A., (1997) ‘Metal Building Systems’, McGrawHill
2. McKean J., (1999) ‘Lost Masterpieces’ Phaidon Press Ltd.
3. Tasarım Dergisi, Sayı: 103
4. Die patklü/ke 22 Eylül 2002
5. L’Arca Dergisi Sayı: 149
1
Yük. Müh. Mimar, IASS, International Association for Shell and
Spatial Structures (IASS) üyesi ECCS Avrupa Çelik Birliği Brüksel TUCSA Türkiye Yapısal Çelik Derneği Onursal Üye, Çamlıca-İstanbul Mimarlık Vakfı Başkanı