osman guduİki Yakaya 2 Yeni Bölge İle İstanbul’un İki Yakası Bir Araya Gelemeyecek!

Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet ÖZHASEKİ’nin 5 Ekim’de basına yaptığı, “2 yakaya 2 yeni bölge” projesi ile İstanbul’un bir kez daha geleceğini karartacak kararların alınması hakkındaki açıklaması endişe yaratıyor.

 

 

 

osman gudu 67a

Bakan ÖZHASEKİ; “İstanbul’a depreme dayanıklı yapıların yapılacağı, iki büyük ilçe için çalıştıklarını, konu ile ilgili çalışmaların da başlatıldığını, İstanbul’un Avrupa yakasında çok büyük askeri alanlar olduğunu, bu alanları tespit ettiğini ve en az 10 ilçenin kentsel dönüşümünü bu alanlar üzerinde, depreme dayanıklı binalar ile inşa edebileceklerini” söyledi. Anadolu yakasında da bu tip yerler keşfedildiğini açıklayan bakan; her iki yakada da 1 milyon nüfuslu yeni yerleşim alanları yaratacaklarını ifade etti. Yapılacak yerleşimlerin 6 kata kadar olacağı ve deprem riski altındaki, “Avcılar başta olmak üzere ilk etapta, 8-10 ilçe için; Esenler, Güngören, Bağcılar, Eyüp ve Sultangazi ilçelerini içine alacak şekilde yapılacak olan yeni yerleşime ait kararın da bir ay içinde çıkacağını” söyledi. “Kendi ekibimle çalışıyorum, 10-15 mimar konu ile ilgili çalışmalarını sürdürüyor. Bakanlar Kurulu ve Cumhurbaşkanıma da projemi anlatıp planlanan çalışmalarla 15 yılda deprem korkusunu bitireceğim” dedi.

Tüm bu açıklamaları endişe ve hayretle okudum. İstanbul’un anayasası denen bir 1/100 bin ölçekli çevre düzeni planı var. Bu plana bağlı 1/500 ve 1/1000 ölçekli kent planları var. Tüm kentleşme ve imar hareketleri bu planlara göre yapılmakta. Hiçbir planda olmayan bu boyutta bir kent yerleşimi hangi planlama ilkelerine göre yapılacak.

İstanbul, bugünkü geldiği nüfus ve yoğunluğu ile Marmara bölgesini sömüren ve kendi kendine yetemeyen bir şehir. Bu şehre ait imar rantları ile oluşturulan cazibe, kenti 15 yılda yaşanmaz hale getirmişken, bu yapılaşmanın her türlü kanun ve yönetmeliklerle önü açılırken, yok olmaya mahkûm edilen İstanbul bu proje ile artık tamamen kendini taşıyamayacak bir kent olacaktır.

Bu proje; ulaşım, su, altyapı ve enerji kaynakları ile her geçen gün çok daha kötü bir duruma giden İstanbul’da imar rantının hükümet tarafından daha güçlü bir proje ile kullanılması anlamına gelecektir.

Kentler yaşayan organizmalardır. Her kentin bir belleği, kendine has kültürü ve sosyal yapısı vardır. Birilerinin bu kenti buradan kaldırıp, şurada şu koşullarda, yeni bir kente taşıyacağım demesi ile kentler yer değiştiremez. Bu büyük sosyal ve kültürel travmalara yol açar.

Kentlerin yerleşim alanlarının mülkiyet hakları ve bu alanlar üzerinde oluşmuş ekonomileri, yaşama geçirdikleri bir sistemleri vardır. Bu sistemler yüzlerce yıllık birikimlere dayanır. Kendi oluşturduğu düzen içinde, ekonomik ve sosyal değerleri yok saymak mümkün değildir. Bu aynı zamanda da mülkiyet haklarının gaspını da yaratır.

Açıklanan proje çok ciddi çalışmaları içerir. Bakanın kendi ekibimle çalışıyorum. 10-15 mimar çalışıyor. Bir aya kadar sonuçlanacak demesi ile bu uygulamalar yapılamaz. Bir yerleşim alanının tespitinde o bölgeye ait tüm değerlendirmelerin yapıldığı her türlü gelişmeye imkân tanıyacak tüm veriler toplanmalı, konunun uzmanlarınca uzun ve bilimsel çalışmalar sonu ortaya çıkacak sonuçlara göre kararlar verilmelidir. Kaldı ki deprem ile ilgili İstanbul başta olmak üzere tüm bölgenin depremsellik haritaları çıkarılmış ve bu konuda bilimsel verileri ortaya konmuştur. Buna rağmen bu güne kadar İstanbul’da depreme karşı yenileme adı altında yapılan uygulamaların çoğu afet riski altındaki alanlar tanımına uymayan, imar rantının olduğu alanlarda yapılmıştır. İstanbul ve çevresinde deprem de bahane edilerek imar rantlarının önü açılmış ve bunun için yasal düzenlemelere de gidilmiştir.

Bakanın depreme karşı yapılması gerektiğini ifade ettiği bu proje, hükümetin ekonomik çıkmazdan kurtulması adına, yıllarca inşaat ve imar hareketlerinden beslenmesinin yeni ve büyük bir kaynağa kavuşturulması için önerilmiştir.

İstanbul bu gün azman bir kent olarak dünyada gerek ulaşım gerekse yaşam kalitesi açısından en kötü kentler sıralamasında ön sıralarda yer alan; geçmişi, kültürü, tarihi ve ekonomisi ile bir dünya kentidir. Bu kent artık bir gece rüyada akla gelen fikirler ile yönetilmemeli, bilim ve dünya kenti olma özelliğine haiz projelerle yönetilmelidir.

Powered by OrdaSoft!