Modern Mimari’de BMU’nun Önemi

Mimari tasarımlar bir çağdan desenden etkilenerek ilerlemektedir. Günümüzde Ortaçağ- İslam mimarisinde kullanılan sonsuz ama kendini tekrar etmeyen, düzensiz (aperiyodik) mozaik tekniği de cephelere aktarıldı. Teknolojinin ilerlemesi, bilgisayar destekli tasarım, ileri matematik ve dijital üretim teknikleri kullanılmasının bu işteki rolünü yadsımadan geçemeyiz.

 

Mimaride desen ve ölçek yoluyla düzenleyen ve genişleten alansal ve tektonik geometriler kullanımı Zaha HADİD, Norman FOSTER mimari tasarımlarında yoğun görülmektedir. Cephe tasarımlarındaki bu etkileşim tasarım mühendisi Adams Kara Taylor II ile birlikte işbirliği içinde olmaları kaynaklıdır. Matematiksel formül ve geometriden şekle, dijital imalatlarla oluşan bu tasarımlar beraberinde özel temizlik bina erişim sistemlerinde etkilemiştir.

BMU sistemleri özel tasarlanarak üretilse de daha fazla özen gerektiren mimari konseptle karşı karşıya gelmiştir. Buda BMU sistemlerinin mimari tasarımlara dâhil olma sürecinin önemini ortaya koymaktadır.

Bilinen tek düzlemdeki yukarı aşağı sağa sola hareketlerinin tasarımın üç boyu içinde de hareket edebilecek konuma getirmiştir.

Kullanma sonrasında park pozisyonları ya da kullanıcı kişinin fizik kurallarına göre emniyeti korunması ayrı bir hasiyetle BMU tasarıma dahil olmaktadır.

Bu binalardan aklıma gelen ilk örnek Dockland Ofis Binası. Çok modern bir görünüme sahip tanınmış bir eşkenar dörtgen cam ve çelik yapıdan oluşturmaktadır. Çatı katında halka açık bir izleme platformu bulunurken çatı katında bir restoran ve ortak teras bulunmaktadır. Bu nedenle, çatı katı BMU için çok rahat kullanma imkânı sağlamadığı gibi seyir halinde gizlenmelidir.

Mühendisleri, teleskopik koldan oluşan, binanın raylı ve çatı üst alanının dışındaki cephe alanlarına açılan istenen çözümü geliştirerek hayat geçirdiği bu sistemde en zorlusu açılı cephenin temizliği idi.

Binanın cephesinde 66 ° eğimli bir yüzeyi güvenli bir şekilde erişmek için, özel kılavuzlar ve cephedeki cam taşıyıcı alüminyum dikmelerle beraber tasarlandı.

Şehrin ışıklarını ve manzarasını işlevselliği önemli olsa da görünümü sempatik olmayan ana makine bir parça değiştirme ile park konumuna döndürülmesini sağlanarak çözüm üretildi. Ayrılabilir platform, makinenin kompakt garajda yer almasını sağlarken, çıkarılabilir ahşap zemin panelleri, BMU çelik bina içinde gizlemektedir.

Diğer bir örnek ise her zaman cephe kalma ve detay çözümleri ile etkileyen Monako’daki Odeon Kulesi. Son teknolojilerin ve cephe sistemlerinin kullanıldığı konut 170 mt yükseklikte ve 49 kattan oluşmaktadır. Konumu itibariyle panoramik şehir manzarasına sahip binada denizden gelen güneşin şafakta ve gün batımındaki parlak yansımasını azaltmak için kavisli balkonlara alüminyum profiller bükülerek monte edilmiştir.

Binanın hatlarını oluşturan çelik ve camdan oluşan kemerler erişim için mühendisliğin ortaya konulduğu en önemli yerlerden biridir. Sınırlı Çatı alanının kullanımı, tamamen gizlenebilmek ve karşı ağırlık kullanarak tavan altlarına ulaşım sağlamak tasarımın temelini oluşturmaktadır.

Tasarımın sonunda genelde aklımıza gelen erişi sistemlerinin önemine umarım dikkat çekebilmişizdir.

Kirlenme doğanın bir gerçeğini ortaya koyuyor. Ne kadar teknolojik çözümler üretecek olsak ta bunlarında sınırlarını öncesinde yakalamayı bilmek geri dönüşümü olmayan sonuçları ortadan kaldırmamızı sağlayacaktır.

karakalem cephe 58

Powered by OrdaSoft!