“Nadir Toprak Elementleri” ile Bizi Bekleyen Süreçler
Türkiye savunma sanayinin gövde gösterisi yaptığı IDEF 2025, bir kez daha göğsümüzü kabarttı. Tüm emeği geçenlere minnet ve teşekkürlerimi sunuyorum. Bu süreçte yeniden anladık ki bu ülkenin insanına imkân verilir ise yapabileceği çok şey var.
Neler var önümüzde ekonomimizi zorlayan, sanayimizi sınırlayan? Tüm dünyayı olduğu gibi bizi de bu süreçte zorlayacak en önemli faktör, malzeme… Malzeme olmadan üretim mümkün değil. Hele bir de yaptığınız iş savunma havacılık uzay sektörlerine hitap ediyor ise…
Geçmişte çift kullanımlı malzeme dedikleri ve ithalatı izne tabi tutulan malzeme, şimdilerde adını “Nadir Toprak Elementleri” (NTE) olarak değiştirdi ve sadece bizi değil tüm dünyada savunma uzay havacılık sektörünü, hatta otomotiv pazarını dahi zorlar hale geldi. Biz neredeyiz diye bir soru olur ise; çok zor bir yerdeyiz… Tüm kullanılan metallerde alaşım metali olarak bulunan NTE, maalesef ülkemizde üretilememekte. Bu süreci hiç fark ettirmeden götüren Çin, şimdilerde tüm dünya sanayisini tehdit eder hale geldi. Nereden başlayacağız bilemiyorum. Dünya ile yarış sadece üretime yatkın, azimli, kabiliyetli insanlarla olmuyor; aynı zamanda makine ekipman ve malzeme gerekiyor.
Bundan kısa bir süre önce başlayan ve Çin ile Japonya arasında aslında basit bir balıkçı kavgası gibi duran süreç, Japonya’nın elde edemediği NTE sonucunda otomotiv sektöründe bir anda yediği darbe ile fark edilmiş. Çin bu elementleri vermeyince dünya bunun farkına varmış. Şimdi tüm dünyanın en büyük üreticisi Çin ve arkasından Brezilya geliyor.
Çok mu zor bunu üretmek? Evet. Kimyasal süreçler gerekiyor ve korkunç bir çevre kirliliği oluşturuyor. Aslında ülkemiz maden olarak zengin ancak çıkarma teknolojimiz yok. Bundan sonra nasıl kurulacak, şimdi büyükler bunu tartışıyor. Bu elementler saf halde maden olarak yok doğada. Ya başka bir madenin içinde çıkıyor ya da kendileri birlikte çıkıyor. Bunları ayrıştırıp saflaştırmak ise çok zor bir teknoloji.
Rüzgâr santralleri yapıyoruz, otomotiv sanayine yatırım yapıyoruz. Mıknatıs olmadan elektrik motoru olmaz, lityum olmadan pil olmaz gibi birçok süreç var. Mesela optik camlar buna mahkûm gibi.
Şimdi önümüzde bu konu var. Bunu da takip ederek elimizden gelen çalışmayı ülkemiz için yapacağız ve hizmete sunacağız. Ama biliyoruz ki işimiz zor. GALSİAD olarak daha önce alüminyum dışında farklı noktalarda üretim tekniklerinde bulunduk ve bilgimiz düzeyinde bir şeyler yapmaya çalıştık. Eklemeli imalattan alaşımlı alüminyumlara birçok noktada olduk, şimdi süreç bizi farklı noktalara getirdi. 2050 “lityum” içerikli bir seri ve havacılık için olmazsa olmaz ancak ülkemizde üretimi maalesef yok.
Yıllardır sıcak hadde dedik, şimdilerde hem devlet hem de özel sektör çabaları ile bir yerlere gelindi. Ancak bu yeni trend malzemeler için daha alacak yolumuz var. Konunun önemine dayanarak başka bir süreç anlatmayacağım bu yazıda. Detay bilgileri yine sizler ile paylaşacağım öğrendikçe.
Bu yazımızdan hemen önce sektörümüz adına çeşitli konuları, Ticaret Bakanımız Sayın Prof. Dr. BOLAT’ın talimatları ile Bakan Yardımcımız Sayın Mahmut GÜRCAN ile uzun uzun ve detaylıca görüştük. Bu görüşmeyi ve Bakanlığımız ile geldiğimiz süreci de sizler ile ayrıca paylaşacağım.
Saygılarımla,
