Mimar Nihat ŞEN: “Türkiye’de Kentsel Dönüşüm ‘Bina Yenileme’ ile Karıştırılıyor”
Agra Mimarlık Kentsel Dönüşüm A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı ve Kentsel Dönüşüm Uzmanı Mimar Nihat ŞEN ile 22 yıldan bu yana “Kentsel Dönüşüm”ün tüm alanlarında sürdürdüğü çalışmaları konuştuğumuz, Türkiye’de kentsel dönüşüm çalışmalarını ekonomik ve sosyal yönden masaya yatırdığımız verimli bir röportaj gerçekleştirdik.
Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz?
Ordu - Ünye doğumluyum. İlk, orta, lise tahsilimi Karadeniz’de yaptıktan sonra üniversite tahsili için 1979 yılında İstanbul’a geldim. Yıldız Teknik Üniversitesi Mimarlık Fakültesi Mimarlık Bölümü mezunuyum. Üniversite yıllarında birçok sosyal aktivitelere katıldım, üniversite ikinci sınıfta bir mimarlık ofisinde çalışmaya başladım. Hem çalışır hem de üniversite hayatıma devam derken birçok proje yarışmalarına da katıldım. Fakülteyi dönem kaybetmeden de zamanında bitirdim ve diploma projemi teslim ettikten sonra kendi mimari ofisimi kurdum. Yıllarca mimari projeler, taahhütler ve dekorasyon işleri yaptım. İş hayatındayken de birçok sivil toplum kurumlarında görev yaptım. Dernek başkanlıkları ve Türk Dünyası Mimarlar ve Mühendisiler Birliği İstanbul Kurucu Başkanı oldum ve yıllarca başkanlığa devam ettim. 1999 Marmara depreminde gönüllü olarak deprem bölgelerinde çalıştım ve bakanlığın yetki verdiği ilk 40 kişiden biri olarak İstanbul’un birçok ilçesinde incelemelerde bulundum. 1999 Marmara depreminden sonra yaptığımız saha çalışmalarından sonra şimdiki 6306 sayılı yasanın temellerini atmış olduk. Daha sonra 2009 yılında Ordu - Ünye ilçesinden Belediye Başkan Adayı oldum ve seçimi çok az bir oyla kaybettim. Daha sonra 2014 yılında İçişleri Bakanlığı vasıtası ile birkaç ilçede belediye başkan yardımcılığı görevini yürüttüm. Tüm bu çalışma sürelerim içinde daha önce de olduğu gibi birçok STK’da gönüllü olarak çalıştım ve DEİK’de Afrika Mauritius İş Konsey Başkanlığı görevinde bulundum. Mesleki hayatımın 3/2’sini kentsel dönüşüm çalışmalarına ayırdım. Birçok dergide, gazetede, yazılarım yayınlandı. 2020 yılında “Dönüşüm” adlı kentsel dönüşümle ilgili bir kitap kaleme aldım. Kentsel dönüşümle ilgili Türkiye’nin her yerinde seminerlere, panellere katılarak kentsel dönüşüm üzerine bilgilendirme toplantıları yapıyorum.
Ayrıca kentsel dönüşüm ile ilgili danışmanlıklar da veriyorum. Analiz gazetesinde her hafta köşe yazarlığı ve birçok ulusal TV kanallarında, yayın organlarında kentsel dönüşüm ile ilgili programlara katılarak sosyal sorumluluk projesi olarak gördüğüm kentsel dönüşümü anlatmaya çalışıyorum. Aynı zamanda Agra Mimarlık Kentsel Dönüşüm’de yönetim kurulu başkanlığı görevimi sürdürüyorum. Birkaç belediye başkanlığına danışmanlık hizmeti veriyorum. Türk Dünyası Mimarlar ve Mühendisler Birliği Çevre ve Şehircilik Komisyonu Başkanlığını yürütüyorum.
Bu zamana kadar hangi mimari projelere imza attınız? Bir mimariyi oluşturan temel değerler sizce nelerdir? Kısaca özetleyebilir misiniz?
Fakülteden mezun olduktan sonra özellikle ilk önce Kadıköy İlçesinde birçok konut projesi, toplu konut projeleri yaptım. Süreç içerisinde Marmara Ereğlisi’nde birçok villa (site) projesi hayata geçirdim. Daha sonra Datça Palamutbükü’nde apart otel, Cezayir’de alışveriş merkezi projesi, Türkiye’nin birçok bölgesinde konut projeleri, İstanbul Tuzla bölgesinde fabrika projeleri, İstanbul Etiler’de hayvan hastanesi, Türkiye’nin birçok ilinde at-hara projeleri ve uygulamaları, doğal yaşam siteleri, Ankara, Sakarya ve Ordu’da kentsel dönüşüm projeleri, Adana, Osmaniye, Adapazarı, İstanbul - Sancaktepe’de alışveriş merkezi projeleri, İstanbul - Sancaktepe Nikah Salonları Kültür ve Kongre merkezi projesi gibi çok sayıda projede çalıştım. Mimariyi oluşturan temel değerlerin başında önce tecrübe ve bilginin geldiğini söyleyebilirim. Sonrasında ise kurguladığınız projenin ihtiyaca cevap verebilecek ve süreç içinde gelişmeleri de gözetecek şekilde yapılıyor olması çok önemli. Bir diğer önemli husus ise proje tasarımında uygulama ve malzeme tecrübesinin önemli olduğunu söyleyebilirim. Yapılan proje hangi içerikte olursa olsun, mutlaka yapılacak zemini, çevresel faktörleri, kültürü, ekonomiyi, doğal afetleri ve özellikle malzemeleri göz önünde bulundurularak yapılmalı.
Uzmanlaşma alanınızın kentsel dönüşüm olmasıyla ilgili sebepleriniz nelerdir? Bu yolda nasıl ilerlediniz?
Özellikle 1999 Marmara Gölcük depremi çalışmalarında bulunmam ve akabinde saha çalışmam beni bu konuda çalışmama sevk etti. Çünkü yaptığım saha ve bina çalışmaları sonucunda gördüm ki binalarımız, ilçelerimiz yaşam çevrelerimiz doğal afetlere dayanıklı değil. Deprem kuşağında olan Türkiye, aynı zamanda küresel ısınmadan kaynaklı değişen iklim koşulları karşısında da doğal afetlere karşı da sağlam değil. Türkiye coğrafyasının yüzde 66’sını, Türkiye nüfusunun yüzde 71’ini ilgilendiren bir olayı mevcut yasa ve yönetmeliklerle çözmek mümkün olmadığından ancak Kentsel Dönüşüm Yasası ile çözülebileceğine inandığımdan, bu alanda çalışmaya başladım. 22 yıl içinde bu konuda çalışmalar, yazılar, kitap, program yaparak ne kadar önemli ve gerekli olduğunu anlatmaya çalışıyorum. Kentsel dönüşüm uzmanı olarak tüm Türkiye’de hizmet vermekteyim.
Yeni dünya düzeninde Türkiye’de yapılaşma, planlama ve kentsel dönüşüm süreci ne şekilde ilerliyor? Konuyu olumlu ve olumsuz yönleriyle ele alabilir misiniz?
Yeni dünya düzeninde mevcut yapılaşma, planlama ve kentsel dönüşüm çalışmalarının sürecinin hızlı gittiğini söylemem mümkün değil tabii ki. Mevcut yapı stoğumuzun olası doğal afetlere dayanıklı olmadığını yaklaşık 21 yıldır anlatıyoruz. Çok iyi niyetle hazırlanan 6306 sayılı yasa, sürecin hızlanmasına yardımcı olacakken, maalesef süreç doğru yürütülememiş ve özüyle uyuşmayan algılara sebep olmuştur. Kentsel dönüşümü bir bakanlığın bünyesindeki genel müdürlükle hızlandırmanız da mümkün değildir. Ciddi ekonomik ve sosyal boyutu olan kentsel dönüşümü hızlandırmak için mutlaka ayrı bir bakanlığın ihdas edilerek, sürecin paydaşları olan bakanlık, belediyeler ve mülkiyet sahibi olan vatandaşlarımız doğru bilgilendirilerek sürece dahil edilmelidir. Kentsel dönüşüm ile ilgili hiçbir çalışmanın yapılmadığını söylemek mümkün olmamakla birlikte günün koşullarında da yetersizdir. Kentsel dönüşümün olumsuz yönü ancak doğru bilgilendirmemek ve yanlış uygulamalardır. Esasında çarpık kentleşmeyi, sağlıksız yaşam çevrelerini, çöpü, enerjiyi, ulaşım akslarını sosyal donatı alanlarını, yer altı ve üstü doğal zenginliklerin korunmasını, yöresel ve milli mimarinin kazanımını, çevresel faktörlere göre uzun vadeli ve tek bir planlama yaparak daha sağlıklı ve huzurlu yerlere dönüşmesine olanak sağlayan bir modeldir kentsel dönüşüm.
Türkiye’de şimdilerde kentsel dönüşüm hız kazanmış durumda. Bu yöndeki çalışmaları kentleşme açısından değerlendirebilir misiniz?
Yapılan kentsel dönüşüm çalışmaları, özellikle parsel bazlı yeni yapılan inşaatlardan oluşuyor. Kentsel dönüşüm, eski bir binanın yıkılıp yerine yeni bina yapılması demek değildir esasında. Birçok sokakta caddede tabelalarda “Kentsel Dönüşüm Alanı” yazar. Bunlar bir kentsel dönüşüm değil, bina yenilemedir. Farkında olmadan bu tip inşaatlar yaşanmaz ve sıkıntılı olan yerleri daha yaşanmaz ve sıkıntılı hale sokmaktadır. Tabii ki bu eski ve riskli binalar yenilensin, ama bu şekilde Kentsel Dönüşüm Yasası’nda yer alan birçok kriter yerine getirilmemektedir. Kentsel dönüşüm yapılırken şu esaslar dikkate alınmalıdır: Öncelikle can ve mal riskini ön plana alan, mülkiyete saygı, toplumun manevi değerlerini koruyan, mahalle kültürünü ön plana alan, beşeri ilişkileri güçlendiren, kaybolmaya yüz tutmuş manevi değerlerin geri kazanımını sağlayan, yer altı ve üstü doğal zenginlikleri koruyan, yer altı ve üstü tarihi değerlerimizi koruyan ve kazandıran, çevresel faktörleri ön plana alan, sıfır atık ve yenilenebilir enerjiyi kullanarak akıllı binalar, sokaklar, mahalleler kurmak, yöresel ve milli mimariyi öne alan, ekonomik modellemesi yapılmış ve çözülmüş olması. Türkiye’de bu kriterlere uygun tabii ki yapılan çalışmalar var ama yetersiz ve geç kalınıyor.
Kentsel dönüşüm çalışmalarının sosyolojik açıdan değerlendirdiğimizde Türkiye ne tür kazanımlar elde ediyor?
Kentsel dönüşüm çalışmaları yapılırken toplumun sosyal durumu ve sosyolojik yapısına göre ilerlemek gerekir. Çok farklı kültürlerin bir arada yaşadığı ve dağınık bir mozaikten oluşan toplum, kendi değerlerinde mutlaka incelenmelidir. Yapılacak olan çalışmalarda insanların öz değerlerine ve yaşam kültürlerine uygun projeler yapılarak huzur ve mutluluk ortamı yaratılabilir. Kentsel dönüşüm, sadece dört tarafı örülü bir duvar olmayıp kültürün, manevi değerlerin sürdürülebilir ve yaşatılır olması demektir. Ancak değerleriyle barışık ve huzurlu olan toplum güvende ve sağlıklı olur. Bu nedenle kentsel dönüşüm çalışmaları yaparken bu toplumu bir arada tutan değerler kazanılmalı, toplumun sağlığı ve güvenliği baz alınmalı ve çalışmalar buna göre yapılmalıdır. Kentsel dönüşüm siyasi bir polemik haline getirilmemesi gereken siyaset üzeri bir konudur.
Devletin kentsel dönüşüm projelerine yönelik sunduğu destekleri nasıl değerlendiriyorsunuz? Konuyu hem konut geliştiriciler hem de yatırımcılar açısından ele alabilir misiniz?
Kentsel Dönüşüm Yasası, yani 6306 saylı yasa, yürürlüğe gireli 9 yıl oldu. Çok iyi niyetle hazırlanan bu yasa, maalesef bugünün koşullarında yetersiz kalmakta ve yeniden yazılması mecburi hale gelmiştir. Hükümetin sağladığı destekler tabii ki önemli, ama yetersiz kalmaktadır. Çok yoğun inşaat çalışmaları ile kentsel dönüşümde istediğimiz verimleri almak zor görünüyor. Yapılan birçok projeler gelir getirisi yüksek olan projelerdir. Bu durum toplumda rantsal dönüşüm olarak algılanmasına sebep olmaktadır. Kentsel dönüşüm esasında kâr amaçlı konut geliştirmek değildir. Ancak maliyetini kendi içerisinden çıkarabilecek yeni iş ve modeller geliştirilmeli ve desteklenmelidir. Bir an önce kentsel dönüşüm çalışmalarında alınması gereken kriterleri baz alan projeler desteklenmeli ve teşvik edilmelidir. Yap sat, kat karşılığı mantığından ziyade önemli kriterleri barındıran projeler yapılmalıdır. Böyle çalışmalara birtakım muafiyetler, vergi muafiyetleri, uygun krediler sağlanarak finans destekleri sağlanmalıdır. Biz firma olarak yeni bir iş ve finans sistemi (KY-KY) geliştirerek vatandaşların kendi binalarını yenilemesine destek olmak veriskli binaların sağlıklı binalara dönüşümünü hızlandırmak için sıfır faiz 60 ay vade ile yenileme imkanı sağlıyoruz..
Bu zamana kadar hangi kentsel dönüşüm projesinde uzman olarak görev aldınız? Önümüzdeki dönemde bu yönde planlarınız var mı?
İstanbul, Ankara, Sakarya, Ordu başta olmak üzere geniş kapsamlı projelerde hem süreç yönetimi, mekânsal planlama hem de mimari projelendirme çalışmaları yaptım. Önümüzdeki süreçte bu alanda yaptığım çalışmalara devam ederek yeni iş ve finans modellemeleri geliştirerek ülke genelinde daha aktif görev yapmayı, bunun zemini her türlü platformlar olacağı gibi siyasette de bulunarak devletime ve milletime daha fazla yardımcı olmayı arzu ediyorum. Hizmetin yeri zamanı olmayacağı inancında olduğumdan her zeminde, edindiğim bilgi ve tecrübeyle toplum ve ülke menfaatleri doğrultusunda hizmet vermeye hazırım.
Kentsel dönüşüm çalışmaları gerçekleştiren firmalara tavsiyeleriniz neler?
Öncelikle yapacakları çalışmalarda mülkiyet hakkına saygılı olmalarını ve ayağı yere basan ve finansmanı çözülmüş olarak bu sürece başlamaları çok önemlidir. Bir diğer önemli husus, süreç yönetiminde bilinçli hareket edilmelidir. Mutlaka bu konuda bilgili tecrübeli kişilerden destek almaları gereklidir.
Değerli vaktinizi ayırdığınız için teşekkür ederiz.
Ben de Win&ARTProje - ALU&Art Dergilerine, bilgilerimi aktarma fırsatı sağladıkları için teşekkür ediyorum. Bilgi paylaştıkça değer ve önem kazanır.
Architect Nihat ŞEN: “Urban Transformation Is Confused With ‘Building Renovation’ in Turkey”
We had a productive interview with Nihat ŞEN, Agra Architecture Chairman of the Board of Urban Transformation and Urban Transformation Specialist Architect, where we talked about his work in all areas of “Urban Transformation” for 22 years, and where we discussed the economic and social aspects of urban transformation in Turkey.